20. Y.Y. başlarından günümüze dünya kapitalizmin hızlı gelişimine ve hakim ekonomik sistem olmasına tanıklık etmiştir. Dünyada hakim ekonomik sistem olan kapitalizmin en etkili aracı şirketler olmuştur. Şirketler kapitalizmin meta dolaşımını ve kar maksimizasyonunu sağladığı kurumlar olarak karşımıza çıkmıştır.
Ekonomik yapının kendisine uygun hukuki altyapıyı kuracağı düşünüldüğünde kapitalist sistemde kendine uygun hukuki altyapıyı oluşturmakta geri kalmamıştır. Şirketler Hukuku alanında yapısal kanunlaştırma çalışmalarına gidilmiş ve şirketlerin organları, işleyiş mekanizmaları, tasfiye ve sona erme gibi halleri kanunlarda ayrıntılı olarak düzenlemiştir.
Şirketleri sürekli şekilde kar elde eden mekanizmalar olarak düşünmek yanlıştır. Dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmalar dünya ekonomisinin temelinde yer alan şirketleri birinci derecede etkilemektedir. Şirketlerin bu gibi olağanüstü durumlar karşısında ekonomik darboğaza düştükleri görüldüğü gibi kötü yönetim, yanlış öngörüler gibi sebeplerle de ekonomik sıkıntılar yaşadıkları görülmektedir. Sözkonusu ekonomik sıkıntılar karşısında sadece şirketler zor durumda kalmamakta şirketlerin çalışanları, alacaklıları ve geniş anlamada da ekonomik hayat risk altına girmektedir. Ekonomik sıkıntıları çözülemeyecek hale gelen şirketin karşılaşacağı hukuki yol iflas olacaktır. İflas yolunun maliyetli, uzun süreli, şirket malvarlığını tasfiye edici, alacaklıların menfaatlerini çoğu kere karşılamaması, çalışanların işsiz kalması gibi olumsuz sonuçları vardır.